SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HAMMAM BAHSİ

<< 4012 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ نُفَيْلٍ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِي سُلَيْمَانَ الْعَرْزَمِيِّ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ يَعْلَى أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَأَى رَجُلًا يَغْتَسِلُ بِالْبَرَازِ بِلَا إِزَارٍ فَصَعَدَ الْمِنْبَرَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ حَيِيٌّ سِتِّيرٌ يُحِبُّ الْحَيَاءَ وَالسَّتْرَ فَإِذَا اغْتَسَلَ أَحَدُكُمْ فَلْيَسْتَتِرْ

 

Ya'lâ'dan rivayet olunduğuna göre;

 

Resulullah (s.a.v). kırda peştemalsiz olarak yıkanan bir adam görmüş ve minbere çıkıp Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra:

 

"Muhakkak ki Aziz ve Celîl olan Allah utangaçtır, (ayıplara) kapalıdır, utanmayı ve örtünmeyi sever, Binaenaleyh biriniz yıkandığı zaman örtünsün" buyurmuştur.

 

 

İzah:

Ebû Davud vitr: Nesâi. gusl; Ahmed b. Hanbel  IV 224.

 

Hâyiyy: Utangaç, haya sahibi demektir.

 

Bilindiği gibi haya (utanma) insanda ayıplanma ve kötülemne korkusundan doğan bir tepkidir.

 

Allah, Organizmada meydana gelen bu gibi tepkilerden ve arizi haller­den münezzehtir. Bu bakımdan organizmada görülen bu gibi ârizi halle­rin Allah için söz konusu olmaması gerekir.

 

Öyleyse hadis-i şerifte geçen "utangaç" kelimesinin açıklığa kavuşturuması gerekir.

 

Bu mevzuda hadis sarihleri şöyle diyorlar:

 

Utanma duygusunun insan  üzerinde iki çeşit tesiri vardır:

 

1- Bu duygu içerisine giren insanın vücudu üzerinde meydana gelen değişiklikler kızarma, bozarma, rahatsızlanma, mahcub olma gibi deği­şikliklerdir. Bunlara utanmanın meydana getirdiği ilk tesirler diyoruz.

 

2- Bu mahcubiyete sebep olan fiiil ve davranıştan uzaklaşmak. Utan­manın bu ikinci te'sirinede nihâi te'sir diyoruz.

 

İşte bu tesirlerden birincisi Allah için muhaldir. Allah, muhcubiyetten ve mahcubiyetle ilgili organik ve psikolojik hallerden münezzehtir.

 

Ancak Allah için utanmanın neticesi olan hal, yani utanmayı gerekti­ren işlerden uzaklık söz konusudur. İşte burada Allah'ın utangaçlığından maksat budur.

 

Metinde geçen "sittîr" kelimesi İsm-i fail ve ismi mefül manalarına ge­lebilir, tsfn-i fail manasında kullanılmış olduğu kabul edilirse, günahları ve ayıplan örtücü anlamına gelir. Bu durumda " Muhakkak ki Allah (günahları) örtücüdür" anlamına gelir.

 

Eğer ims-i Meful manasında kullanıldığını kabul edersek "Muhakkak ki Allah her türlü ayıp ve kusura karşı kapalı ve örtülüdür." anlamına gelir.

 

Metinde geçen "örtünsün" kelimesi vücub ifade eden vehükmü bütün fertlere şamil olan bir kelimedir. Bu bakımdan mezheb imalarına göre, insanların bulunduğu yerlerde yıkanmak isteyen kimsele­rin yıkanırken insanlardan gizlenmesi farzdır. Tenha yerlerde avret ma­halli açık yıkanması caiz olmakla birlikte avret mahalini kapatarak yıkan­ması müstehaptır. Nitekim cumhuru ulema Musa ve Eyyub (a.s)'ın da tenhada çıplak olarak[Buhârî gusul] yıkanmalarını ifade eden Buharı hadisine bakarak bir kimsenin tenhada çıplak olarak yıkanmasının caiz olduğunu söylemiş­lerdir.